Atalay Demirci Röportajı
Türkiyenin yeni yeteneği seçilen Atalay demirci acunn.comdan Evren doğruya verdiği ropörtajda bilinmeyenlerini ve hayallerini anlattı..
İŞte o ropörtaj "Yetenek Sizsiniz Türkiye’nin şampiyonu Atalay Demirci ile buluştuğumuzda çok komik bir röportaj yaparım diye düşünmüştüm. Bir kel ve bir körün toplamından komik bir şeyler çıkar sanmıştım ama yanıldım.
Karşımda yaşadıklarını sindirmiş, dopdolu, büyüdükçe küçülmesini bilecek kadar mütevazı, sıcak ve samimi bir adam vardı.
Ona gülme hakkımı; yeni başlayacak gösterisi ‘Kel Alaka’da en önden bir bilet karşılığında 15 Nisan sonrasına bıraktım ve hepimizin meraklarına cevap bulmaya çalıştım.
Öncelikle yarışmaya baş vuru hikayenle başlayalım?
Aslında aklımda hiç böyle bir şey yokken eşim başvuru formu göndermiş. Bana 1 yıl boyunca “Yetenek Sizsiniz yarışması senin için çok uygun, orada olmalısın, çıkmalısın herkes tanımalı” diye diye bütün kadınlarda olduğu gibi başımın etini yedi. Ben de uzun uzun düşündüm ve katılmaya karar verdim.
Neden bu kadar düşündün? Ya da şöyle sorsam korkuyor muydun?
Hayır. Yaptığım işle ilgili en ufak bir korkum yoktu. Ama 5 dakika gösteri yapmak için çok kısa bir süre. Kendimi yeterince ifade edemez miyim acaba diye bir endişem vardı. Sonra bir akşam çocuklarımı düşündüm. Çok para kazanmıyordum gösterilerimden ve onlara karşı sorumluluklarım var. Tüm bunlar bir araya gelince denemek istedim.
Bu söylediklerinden hareketle Hülya Avşar’a çok şey borçlusun.
Kesinlikle. O hayır beni, hem inanılmaz strese soktu, hem de sahnede o kadar uzun süre kalmama neden oldu.
Yarışmaya döneriz yine ama nasıl tanıştınız eşinle?
Eşim, program yaptığım radyoya gelmişti. 3 ay aramızda hiçbir şey olmadı, arkadaştık sadece. Ancak birden duygularımız patladı ve tanıştıktan 5 ay sonra evlendik.
"Kendimi yakışıklı bulmuyorum"
Yarışmaya başvurmanı sağlayan eşin popüler olmamandan yakınırken şimdi de popüler olman sorun olmaya başladı mı?
Yok. Şimdilik başlamadı. Aslında meşhur değilken de çok zaman geçiremiyorduk beraber. Bu nedenle alışık bu duruma. Kelsin, bir de üzerine komiksin. Kadınlar sever bu tarz erkekleri.
Eşinde bunu biliyordur sanırım. Kıskanç mıdır eşin?
Hiç kıskanç değil. Bu benim için büyük avantaj.
Kendini yakışıklı buluyor musun?
Hayır. Bunu önemsemiyorum ama hiç yakışıklı bulmuyorum. İç güzelliği benim için her şeyden önemli.
Peki, evdeki Atalay nasıldır? Komik midir mesela?
Hayır. Hiç komik değilim. Hatta o kadar ki sormazsan konuşmam bile.
Başka?
Evde az zaman geçiriyorum. Çocuklarımdan sonra biraz daha değiştim. Daha duygulara dokunarak yaşıyorum ama pek eğlenceli bir adam olduğumu söyleyemem. Çocuklarımla bilardo oynamak, sinemaya gitmek, zaman zaman halı sahada futbol oynamak ve özellikle ailemle vakit geçirmeyi seviyorum.
Duygusal mısın?
Çok duygusal, kırılgan hassas bir adamım. Burcum yengeç ve özelliklerini taşıyorum.
Çocukların özlüyordur seni mutlaka. Ya sen?
Bende çok özlüyorum ama her güzel şeyin bir bedeli var hayatta. Hep birlikte ödüyoruz bazılarını. Final akşamında 14 yaşındaki oğluma uzatılan mikrofonda hıçkıra hıçkıra “Babamla gurur duyuyorum” demesini hayatım boyunca unutmam mümkün değil. Bunu duyunca iyi ki katılmışım dedim ve şükrettim.
Yarışmayı kazanacağını ne zaman hissettin?
Birinci turdan itibaren olağan üstü tepkiler aldım ama hiçbir zaman ben burayı mutlaka kazandım diye düşünmedim.
Kazanmayı istedin ama mutlaka?
Kesinlikle çok istedim. Hatta burada kazanamasam bir parçada olsa canımız yanardı, onu da itiraf etmeliyim.
Kaybedecek bir şeyim yok.
Peki, Yetenek Sizsiniz Türkiye’de sen kimleri beğeniyordun?
İlk aklıma gelenler; ressam Murtaza. Ayrıca Kaşık grubu, Kıvanç ve Burak.
Artık, herkes tanıyor seni. Gösterilerin milyonlara ulaşıyor. Şöhret olmak korkutuyor mu?
İnan bana korkutmuyor. Hayatta çok şey yaşadım. Yokluk, varlık, kimsesizlik. Feleğin çemberinden çok defa geçtim. Bu nedenle kaybedecek çok şeyimde yok zaten.
Çok kolay olmayan bir hayatın olmuş. Yetiştirme yurtları, erken yaşta kaybedilen bir aile şefkati, üzerine kanser. Sen gülmüyorken, insanları güldürmeyi seçtin. Neden?
Aslında 22 yaşında kanser olmamla başladı her şey. Doktorum bana “Sen neye bu kadar üzüldün de kanser oldun?” dediğinde hikayeden habersizdi tabii. Ancak ben inat ettim. Acılarımı unutmak için, hayata daha fazla bağlanmak için güldürmeyi seçtim. Yani anlayacağın; düşündüklerimi sustum, ölüyordum kanserden. Güldüklerimi konuştum, oldum komedyen.
Üstelik güldürmek bu kadar zorken zor bir yola girdin yani?
Kesinlikle öyle. İnsanları ağlatmak çok kolay, güldürmekse çok zordur. Bizim toplumumuz çok zeki. Sanılanın aksine öyle her şeye gülmüyor.
"Hasta Fenerliydim ama…"
İçini açmaktan çok hoşlanmadığının farkındayım ama merak ediyorum. Hiç mi kızmadın yaşadıklarına? Mesela ailenden ayrı kalmana? Kırgınlıkların?
Var tabii. İçeride çok yaralar bereler var. Kızdıklarım da var ama ben kızmamayı, her şeyi hayır olarak anlamayı öğrendim. Mesela; ailemle yaşamış olsaydım belki hiç yaşayamayacaktım bunları. Her şeyin bir nedeni var yani aslında.
Birazda güzel şeyler konuşalım. "Ertuğrul Sağlam hangi takımdaysa ben onu tutarım" demiştin. O şimdi boşta, ya sen?
Bende boştayım. Burada ilk defa söyleyeceğim; ben çok koyu bir Fenerbahçeli’ydim. Çok fanatik Galatasaraylı olan bir arkadaşımla Denizli’de şampiyonluğu kaybettiğimiz yıl iddiaya girdik. Kim şampiyon olamazsa takımından vazgeçecekti. Ben o kadar garanti görüyordum ki arkadaşımı o fanatik duygulardan kurtarmak istedim. Ancak verdiğim bir söz yüzünden takımımı kaybettim. O günün yarattığı hayal kırıklığı yüzünden futboldan çok soğudum.
Bir Fenerbahçeli olarak üzüldüm seni kaybettiğimiz için.
Merak etme. Avrupa maçlarında eski günlerime dönüyorum. Tüm takımlarımızı kendimden geçerek destekliyorum.
Birazda gelecek planlarını konuşalım?
Yeni gösterimizin hazırlıklarını tamamlıyoruz. Adı ‘Kel alaka’. 15 Nisan’da başlayacak. Neden Kel Alaka diye sormayacak mısın?
E soralım bari.
(Gülüşmeler) Kel adam başka ne yapar? Kel alaka bir gösteri yapar. İlk gösterilerimiz Avrupa’da olacak. Tabii ki Türkiye’de olacak.
Şimdiye kadar gösterilerini kendin yazdın. Anlattıklarının çoğu senin hikayelerindi sanırım. Bundan sonrası. Konu sıkıntısı yaşar mısın?
Aslında birinci turdan sonra yeni gösterim için profesyonel metin yazarlarıyla irtibat kurmaya başladık. Yeni hikayeleri, yine kendi kurgumla anlatmaya devam edeceğim. Bu nedenle böyle bir sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.
Peki sen stand up gösterilerini izler misin?
Tabii. Zaten izlememde gerekiyor. Cem Yılmaz, Ata Demirer başta olmak üzere hepsini izledim.
"Kabadayıyı oynamak istiyorum"
Birini ayır desem?
Tolga Çevik derim. Canlı hiç izlemedim ama onun yaptığı formatı, “Bu nasıl bizim aklımıza gelmedi” diye düşünerek gıpta ile izliyorum.
Son olarak hayallerini konuşalım...
Bir sinema filmi hayalim var. Uzaklarda bir yerlerde kendi hayatımı yazıp oynamayı istiyorum.
Senin hayatın olabilmesi için çok açman gerek içini. Dramda olacak yani?
Evet. Aynı anda güldürüp ağlatabilirim sanırım.
Merak ettim. Atalay Demirci yalnızca komedi mi oynar?
Aslında, ben sinema filminde kabadayıyı oynamak isterim.
Neden?
Yaşadıklarımın etkisi vardır sanırım. Kesinlikle psikopat değilim ama içimde, derinlerde bir yerde o kabadayıyı saklıyorum.
Son olarak söylemek istediklerin varsa köşem senin?
Bu yarışmaya Acun Ilıcalı’nın toplum üzerinde yarattığı güven duygusundan cesaret alarak katıldım ve asla pişman olmadım. Ayrıca yüzlerce kanser hastasından umut dolu (bizde aşabiliriz) şeklinde mailler aldım. Bunlar benim en büyük mutluluklarım.
İŞte o ropörtaj "Yetenek Sizsiniz Türkiye’nin şampiyonu Atalay Demirci ile buluştuğumuzda çok komik bir röportaj yaparım diye düşünmüştüm. Bir kel ve bir körün toplamından komik bir şeyler çıkar sanmıştım ama yanıldım.
Karşımda yaşadıklarını sindirmiş, dopdolu, büyüdükçe küçülmesini bilecek kadar mütevazı, sıcak ve samimi bir adam vardı.
Ona gülme hakkımı; yeni başlayacak gösterisi ‘Kel Alaka’da en önden bir bilet karşılığında 15 Nisan sonrasına bıraktım ve hepimizin meraklarına cevap bulmaya çalıştım.
Öncelikle yarışmaya baş vuru hikayenle başlayalım?
Aslında aklımda hiç böyle bir şey yokken eşim başvuru formu göndermiş. Bana 1 yıl boyunca “Yetenek Sizsiniz yarışması senin için çok uygun, orada olmalısın, çıkmalısın herkes tanımalı” diye diye bütün kadınlarda olduğu gibi başımın etini yedi. Ben de uzun uzun düşündüm ve katılmaya karar verdim.
Neden bu kadar düşündün? Ya da şöyle sorsam korkuyor muydun?
Hayır. Yaptığım işle ilgili en ufak bir korkum yoktu. Ama 5 dakika gösteri yapmak için çok kısa bir süre. Kendimi yeterince ifade edemez miyim acaba diye bir endişem vardı. Sonra bir akşam çocuklarımı düşündüm. Çok para kazanmıyordum gösterilerimden ve onlara karşı sorumluluklarım var. Tüm bunlar bir araya gelince denemek istedim.
Bu söylediklerinden hareketle Hülya Avşar’a çok şey borçlusun.
Kesinlikle. O hayır beni, hem inanılmaz strese soktu, hem de sahnede o kadar uzun süre kalmama neden oldu.
Yarışmaya döneriz yine ama nasıl tanıştınız eşinle?
Eşim, program yaptığım radyoya gelmişti. 3 ay aramızda hiçbir şey olmadı, arkadaştık sadece. Ancak birden duygularımız patladı ve tanıştıktan 5 ay sonra evlendik.
"Kendimi yakışıklı bulmuyorum"
Yarışmaya başvurmanı sağlayan eşin popüler olmamandan yakınırken şimdi de popüler olman sorun olmaya başladı mı?
Yok. Şimdilik başlamadı. Aslında meşhur değilken de çok zaman geçiremiyorduk beraber. Bu nedenle alışık bu duruma. Kelsin, bir de üzerine komiksin. Kadınlar sever bu tarz erkekleri.
Eşinde bunu biliyordur sanırım. Kıskanç mıdır eşin?
Hiç kıskanç değil. Bu benim için büyük avantaj.
Kendini yakışıklı buluyor musun?
Hayır. Bunu önemsemiyorum ama hiç yakışıklı bulmuyorum. İç güzelliği benim için her şeyden önemli.
Peki, evdeki Atalay nasıldır? Komik midir mesela?
Hayır. Hiç komik değilim. Hatta o kadar ki sormazsan konuşmam bile.
Başka?
Evde az zaman geçiriyorum. Çocuklarımdan sonra biraz daha değiştim. Daha duygulara dokunarak yaşıyorum ama pek eğlenceli bir adam olduğumu söyleyemem. Çocuklarımla bilardo oynamak, sinemaya gitmek, zaman zaman halı sahada futbol oynamak ve özellikle ailemle vakit geçirmeyi seviyorum.
Duygusal mısın?
Çok duygusal, kırılgan hassas bir adamım. Burcum yengeç ve özelliklerini taşıyorum.
Çocukların özlüyordur seni mutlaka. Ya sen?
Bende çok özlüyorum ama her güzel şeyin bir bedeli var hayatta. Hep birlikte ödüyoruz bazılarını. Final akşamında 14 yaşındaki oğluma uzatılan mikrofonda hıçkıra hıçkıra “Babamla gurur duyuyorum” demesini hayatım boyunca unutmam mümkün değil. Bunu duyunca iyi ki katılmışım dedim ve şükrettim.
Yarışmayı kazanacağını ne zaman hissettin?
Birinci turdan itibaren olağan üstü tepkiler aldım ama hiçbir zaman ben burayı mutlaka kazandım diye düşünmedim.
Kazanmayı istedin ama mutlaka?
Kesinlikle çok istedim. Hatta burada kazanamasam bir parçada olsa canımız yanardı, onu da itiraf etmeliyim.
Kaybedecek bir şeyim yok.
Peki, Yetenek Sizsiniz Türkiye’de sen kimleri beğeniyordun?
İlk aklıma gelenler; ressam Murtaza. Ayrıca Kaşık grubu, Kıvanç ve Burak.
Artık, herkes tanıyor seni. Gösterilerin milyonlara ulaşıyor. Şöhret olmak korkutuyor mu?
İnan bana korkutmuyor. Hayatta çok şey yaşadım. Yokluk, varlık, kimsesizlik. Feleğin çemberinden çok defa geçtim. Bu nedenle kaybedecek çok şeyimde yok zaten.
Çok kolay olmayan bir hayatın olmuş. Yetiştirme yurtları, erken yaşta kaybedilen bir aile şefkati, üzerine kanser. Sen gülmüyorken, insanları güldürmeyi seçtin. Neden?
Aslında 22 yaşında kanser olmamla başladı her şey. Doktorum bana “Sen neye bu kadar üzüldün de kanser oldun?” dediğinde hikayeden habersizdi tabii. Ancak ben inat ettim. Acılarımı unutmak için, hayata daha fazla bağlanmak için güldürmeyi seçtim. Yani anlayacağın; düşündüklerimi sustum, ölüyordum kanserden. Güldüklerimi konuştum, oldum komedyen.
Üstelik güldürmek bu kadar zorken zor bir yola girdin yani?
Kesinlikle öyle. İnsanları ağlatmak çok kolay, güldürmekse çok zordur. Bizim toplumumuz çok zeki. Sanılanın aksine öyle her şeye gülmüyor.
"Hasta Fenerliydim ama…"
İçini açmaktan çok hoşlanmadığının farkındayım ama merak ediyorum. Hiç mi kızmadın yaşadıklarına? Mesela ailenden ayrı kalmana? Kırgınlıkların?
Var tabii. İçeride çok yaralar bereler var. Kızdıklarım da var ama ben kızmamayı, her şeyi hayır olarak anlamayı öğrendim. Mesela; ailemle yaşamış olsaydım belki hiç yaşayamayacaktım bunları. Her şeyin bir nedeni var yani aslında.
Birazda güzel şeyler konuşalım. "Ertuğrul Sağlam hangi takımdaysa ben onu tutarım" demiştin. O şimdi boşta, ya sen?
Bende boştayım. Burada ilk defa söyleyeceğim; ben çok koyu bir Fenerbahçeli’ydim. Çok fanatik Galatasaraylı olan bir arkadaşımla Denizli’de şampiyonluğu kaybettiğimiz yıl iddiaya girdik. Kim şampiyon olamazsa takımından vazgeçecekti. Ben o kadar garanti görüyordum ki arkadaşımı o fanatik duygulardan kurtarmak istedim. Ancak verdiğim bir söz yüzünden takımımı kaybettim. O günün yarattığı hayal kırıklığı yüzünden futboldan çok soğudum.
Bir Fenerbahçeli olarak üzüldüm seni kaybettiğimiz için.
Merak etme. Avrupa maçlarında eski günlerime dönüyorum. Tüm takımlarımızı kendimden geçerek destekliyorum.
Birazda gelecek planlarını konuşalım?
Yeni gösterimizin hazırlıklarını tamamlıyoruz. Adı ‘Kel alaka’. 15 Nisan’da başlayacak. Neden Kel Alaka diye sormayacak mısın?
E soralım bari.
(Gülüşmeler) Kel adam başka ne yapar? Kel alaka bir gösteri yapar. İlk gösterilerimiz Avrupa’da olacak. Tabii ki Türkiye’de olacak.
Şimdiye kadar gösterilerini kendin yazdın. Anlattıklarının çoğu senin hikayelerindi sanırım. Bundan sonrası. Konu sıkıntısı yaşar mısın?
Aslında birinci turdan sonra yeni gösterim için profesyonel metin yazarlarıyla irtibat kurmaya başladık. Yeni hikayeleri, yine kendi kurgumla anlatmaya devam edeceğim. Bu nedenle böyle bir sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.
Peki sen stand up gösterilerini izler misin?
Tabii. Zaten izlememde gerekiyor. Cem Yılmaz, Ata Demirer başta olmak üzere hepsini izledim.
"Kabadayıyı oynamak istiyorum"
Birini ayır desem?
Tolga Çevik derim. Canlı hiç izlemedim ama onun yaptığı formatı, “Bu nasıl bizim aklımıza gelmedi” diye düşünerek gıpta ile izliyorum.
Son olarak hayallerini konuşalım...
Bir sinema filmi hayalim var. Uzaklarda bir yerlerde kendi hayatımı yazıp oynamayı istiyorum.
Senin hayatın olabilmesi için çok açman gerek içini. Dramda olacak yani?
Evet. Aynı anda güldürüp ağlatabilirim sanırım.
Merak ettim. Atalay Demirci yalnızca komedi mi oynar?
Aslında, ben sinema filminde kabadayıyı oynamak isterim.
Neden?
Yaşadıklarımın etkisi vardır sanırım. Kesinlikle psikopat değilim ama içimde, derinlerde bir yerde o kabadayıyı saklıyorum.
Son olarak söylemek istediklerin varsa köşem senin?
Bu yarışmaya Acun Ilıcalı’nın toplum üzerinde yarattığı güven duygusundan cesaret alarak katıldım ve asla pişman olmadım. Ayrıca yüzlerce kanser hastasından umut dolu (bizde aşabiliriz) şeklinde mailler aldım. Bunlar benim en büyük mutluluklarım.