Kundak | Konular | Kitaplar

Damacana mı Musluk Suyu mu Temiz


Damacana sularında ortaya çıkan lağım suyu karışımı, insan ve hayvan dışkısı bulunmasıyla gözler bakanlığa çevrilmiş bakanlıktan tatmin edici sağlığımızı hiçe sayan firmaların açıklanması beklenmişti..

Deşifre programının içinde büyük firmalar var mikroplu su içiriyorlar iddiası hepimizi şok etti..gdo lu yiyecekler den kaçınmaya çalışırken hayati önem taşıyan içmeden yaşayamacagımız suların kirli olması artık hiç yaşamayalım daha iyi nasılsa yavaş yavaş öldürüyorlar bizi dedirtti..

Deşifre programında sularda mikrop oldugu açıklandıktan sonra suder başkanlıgında su üreticileri sağlık bakanına çıkartma yaparak 2 kez ziyaret gerçekleştirmiş..bu ziyaretde küçük firmaların kamuoyuna yem yapılıp büyük firmaların isimlerinin gizlenmesi yönünde baskılar olmuş..sağlık bakanlığının büyük su üreticilerini degil küçükleri açıklamasını talep etmişler yani..

10 agustos 2012 cuma akşamı yapılan deşifre programında sayın Mehmet Ali Önel de bu iddiayı sordu büyük firma temsilcilerine ve suder başkanına..hayır biz yönetmelikler hususunda görüştük vs deselerde bunu tahmin etmek çok zor olmasa gerek..hatta devletin iktidar kaygısını bile körükleyecek şekilde baskılar oldugu kanaatindeyim..
neticede sağlık bakanlığı yıllardır uludağın zirvesinden diye halka yutturulan ve sırf bu yüzden ben dahil bir çok tüketicinin en iyisi oldugu düşüncesi ile daha fazla para vererek aldığı su markaları mikroplu su bulunan firmalar arasında yer aldı..

Sağlık bakanlığı 20 firma uygunsuz dolum yapıyor geriye kalanların tesisinde sorun yok sadece satış noktalarında mikroplu su bulundu dedi..114 üründe mikrop var dedi ve içinde en büyük firmaların oldugu bu markalar açıklandı.sağlık bakanlıgı sadece 114 üründe sadece satış noktasında bulundu desede bir gerçek var ve asla gözardı edilemez..sağlık bakanlığı tüm firmaların türkiyede satışta bulunan tüm damacana ve ürünlerini incelemedi..aradan seçilen bir üründe mikrop çıktı peki ya digerleri?

Satış noktaları suçlu gösterilip markalar aklanmaya çalışılıyor..deşifre programında da yönetmelik suyun kaynagında temiz olması ile alakalı satış noktasında degil diye savunmaları ise yüzsüzlüğün ve küstahlığın alasını yapmaktan başka birşey değil..ben evime marka diye güvenip aldıgım damacanadan temiz su içemiyorsam bundan tabiki o marka sormludur..patron sorumludur..taşıyan içciden bayiden banane..adamlar sonradan açıp içine mikrop sokmuyor ya..demek ki fabrikadan çıkarken damacan yeterli temizlige sahip degil yada gerekli usullerde taşınmıyor bayilere ve o markalar bayilerinde gerekli koşullarda saklamıyor suyu..

Tamamı su firmasının sorumlulugu..okadar para alıyorsan bayini sen denetleyeceksin..sular nasıl taşınıyor nerde muhafaza ediliyor..gerekli koşulların sağlanmadığını biliyorsan ve o bayinin senin markanı satmasına izin veriyorsan demek ki halkı zehirleyen başta sensin..daha az masrafa daha çok para derdindesin..

Deşifre programını izlerken suder başkanından yada o malum koca firma temsilcilerinden beklediğim yaklaşımı göremedim..adamlar pişkin pişkin tüketiciyi suçluyor..iyide su tüketicinin evinde mikroplu bulunmadı ki..tesislerde ve satış için bekleyen sularda mikrop bulundu..önce tüketiciyi sonra satış noktalarını suçladılar..bayinin suçu ne? demek ki sen gerçekten kaliteli bir marka degilsin bayini denetlemiyorsun yada bayilik verirken bayide uygun koşullar mevcut mu deposu aracı nasıl bakmıyorsun buda senin suçun..

Agız birliği yapılıp kaynaklarımız temiz hergün analiz ediliyor demekten ve tüketici ve kendi bayisini suçlu ilan etmekten öteye gitmediler..oysa şöyle yaklaşım sergileselerdi o zaman bir nebzecik dürüst ve ahlaklı olduklarına inanabilirdim..
"evet kaynaklarımızda sorun yok sularımız temiz ama tüketiciye ulaşana kadar taşıma bekletme ve ambalajda sorun çıkıyor..Damacanalar ve tüm plastik ürünler bpa içerip sağlıgı ciddi oranda tehdid ettiği için ,biz bu sorunu daha sağlıklı ambalaj cam damacana ,daha saglıklı soguk araçlarda taşıma,soguk ortamda muhafaza etmek gibi tüm hatalarımızı telafi edip bunları yapılandıracagız.ve bu sürecte tüm suları satıştan kaldırıp en kısa sürede yeni ambalaj ve yeni koşullar saglayıp yeniden satış yapmaya başlayacagız " vs demelerini beklemek fazla hayalcilik mi acaba..


Her ne kadar inkar etseler suçu vatandaşa atsalarda ortada analiz ve test sonuçları ve lagım suyu karışmış mikroplu su markaları var..
PEki biz ne yapacagız adamlar o suçlu bu suçlu diyor kimse ben suçluyum demiyor sorunları giderme derdinde değil..eminim bakanlıga yapılan baskının daha fazlası deşifre ve a habere de yapılmıştır..en kısa sürede bu konunun kapatılıp hasır altı edilmesi için çabaları devam edecek

Burada iş bize düşüyor vatandaşa..biz ne yapabiliriz..damacana suyu almayı bırakıp paramızla lagım suy içmektense hergün denetlenen ve hemen hemen her ilde temiz olduguna dair belediyelerin açıklama yaptıgı musluk suyu kullanabiliriz..zaten şuan en temiz su öyle görünüyor ki musluk suyu..musluk suyunu cam bir sürahide dinlendirip içebilrisiniz..içindeki klor uçucu bir gazdır hava alan bir kapta uçup gider..illede içiniz rahat etmiyor daha dezenfekte su istiyorsanız suyunuzu kaynatın yine cam bir kapta dinlendirin ..daha sonra gönül rahatlığı ile için..


Konular