Dilara Koçak'tan Diyette Yapılan 10 Hata
Diyet yaparken yapılan hatalar diyet programınızı olumsuz etkiliyor..Kilo vermek yerine kilo alabilirsiniz dikkat edin..Diyette olmanıza rağmen kilo veremiyorsanız, bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz demektir. İşte diyet sırasında gözden kaçan 10 hata:
1. Öğün atlamak Öğün atlamayı alışkanlık haline getirmeyin. Çünkü atlanan her öğünden sonra, diğer öğündeki besin tüketimi daha fazla olur. Beslenmenizi bu konuda yeniden gözden geçirin. Gün içinde tükettiğiniz yiyecekleri, 5-6 öğün olacak şekilde ayarlamaya çalışın, az ve sık beslenin. Üç saatten fazla aç kalmamaya çalışın. Az ve sık yeme prensibiyle metabolik hızınız artar, kan şekeriniz dengelenir ve açlık hissetmezsiniz.
2. Diyet ürünlere kanmak Ürünlerin üzerinde yazan ‘light’ ibaresi, o yiyeceğin serbest olarak tüketilebileceği anlamına gelmez. Çünkü içeriğinde şeker bulunmamasına rağmen yağ, un, tuz gibi lezzet veren öğeler içerir. Bu nedenle enerji verir. Ürünleri satın alırken etiketler iyi okunmalı ve yorumlanmalı.
3. Az su içmek İdrar renginiz koyu sarıysa yetersiz su alıyorsunuz demektir. Günde 2-2.5 litre su tüketimi, vücut temizliğinin yapılması için gerekli. Bunun için içtiğiniz su miktarını her gün ölçerek, yeterli miktarda olup olmadığını kontrol edin. İçtiğiniz suyun sıcak veya soğuk olması, yağ yakımı için önemli değil. Aralarındaki tek fark, mideyi terk etme hızları. Soğuk su mideyi 20 dakikada, sıcak suysa 80 dakikada terk eder.
4. Sıvı kalorileri göz ardı etmek Bir bardak konsantre meyve suyu, limonata, şekerli çay veya kremalı kahve, masum bir içecek gibi görünse de kalori dünyasında hiç de masum değil.
5. Karbonhidratı tamamen kesmek Ekmeği tamamen kesmeyin ama tam tahıl olanları seçin. Yetersiz karbonhidrat almak, ani acıkma ve tatlı krizine girmenize sebep olabilir. Rafine edilmemiş tam tahıl ürünleri, kepekli pirinç, bulgur, tam buğday ekmeği, kuru baklagiller gibi lifli gıdalarla beslenenlerin zayıflamaları ve daha sonra kilolarını korumaları daha kolaydır. Bu kişilerin bel ölçüleri diğerlerinden daha ince olur. Ayrıca bu tip besinlerin, uzun süre tok tutma, kansere karşı koruyuculuk, bağırsakları çalıştırma, vitamin ve mineral yönünden zengin olma gibi faydaları da var.
6. Kahvaltıyı atlamak 8-12 saatlik açlık sonrası vücuda ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan ilk öğün, kahvaltıdır. Kahvaltı günün en uzun açlığı olan gece açlığını takip etmesi nedeniyle biten enerjinin tekrar alınabilmesi için en önemli öğün olma özelliğini taşır. Sabah uyandıktan sonra ilk bir saat içinde kahvaltı yapmış olmanız, gün boyu kendinizi enerjik ve daha dayanıklı hissetmenizi sağlar.
7. Porsiyon kontrolünü kaybetmek Ayaküstü atıştırmak, yemek yemeyi aceleye getirmek, iki işin arasına sıkıştırmak, tele-vizyon seyrederken, telefonda konuşurken, bir yerden bir yere giderken, takside veya arabada yemek yemek, birçoğumuzun sık gerçekleştirdiği hatalı alışkanlıklar. Bu şekilde yenen yemek, doygunluk hissi vermez ve dolayısıyla gün sonunda çok daha fazla yemek yenmiş olur.
8. Tek tip beslenmek Her zaman söylediğimiz gibi hiçbir besin tek başına mucizevi bir özelliğe sahip değil ve suçlu da değil. Hedefiniz, hep ölçülü beslenmek olsun. Bu nedenle, herkes için ortak bir diyet öneren ‘sihirli diyet’lerin sizi başarıya götüreceğine inanmayın. Her başarısız diyet uygulaması, vücutta zayıflamaya karşı direnç oluşturur ve bir sonraki diyet girişiminin başarısını azaltır. Bu sebeple, kilo almamaya özen gösterin ve fazla yediğiniz günleri dengelemeye çalışın.
9. Moda diyetler yapmak Her sene hızlı kilo kaybetmek vaadiyle gazete, dergi ve internette farklı isimlerde moda diyetler yer alır. Ancak bunlar, genelde düşük karbonhidrat ve yüksek proteine dayalı, vücuttan su atıcı diyetler olduğu için yaklaşık altı ay içinde uygulayanların yüzde 80’i verilen kiloları geri alır.
10. Uzun süreli açlık Uzun süre aç kalmak, kan şekerinizde düşmeye ve hipoglisemik ataklara sebep olur. Aç kalmak, bir sonraki öğünde daha fazla yemenize yol açabildiği gibi aç kalan vücut kilo vermek yerine tam tersi yağları tutma eğilime geçer çünkü beyne giden açlık sinyalleri ‘kıtlıktaymış’ olarak algılanır ve metabolizma en düşük düzeyde çalışır.
Dilara Koçak / Milliyet